Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite resmi

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

"Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite" terimi, aslında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olarak bilinen bir nörogelişimsel bozukluğu ifade eder. DEHB, bireyin dikkatini sürdürmede zorluk yaşadığı, aşırı hareketlilik (hiperaktivite) gösterdiği ve dürtüsel davrandığı bir durumdur. Genellikle çocukluk çağında başlar ve belirtileri yetişkinlikte de devam edebilir.


DEHB'nin Üç Ana Bileşeni

DEHB'nin belirtileri üç ana kategoriye ayrılır ve her bireyde farklı oranlarda ve şiddetlerde görülebilir:

  1. Dikkatsizlik: Odaklanmada, organize olmada ve görevleri tamamlamada yaşanan zorluklar.
  2. Hiperaktivite: Aşırı hareketlilik, yerinde duramama ve sürekli bir şeyler yapma isteği.
  3. Dürtüsellik: Sonuçlarını düşünmeden hareket etme, sabırsızlık ve anlık tepkiler verme.

Bu üç bileşenin kombinasyonuna göre DEHB'nin farklı tipleri bulunur:

  • Dikkatsizliğin Belirgin Olduğu Tip: Kişi daha çok dikkatle ilgili sorunlar yaşar, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri daha az belirgindir. (Eski adıyla Dikkat Eksikliği Bozukluğu - DEB).
  • Hiperaktivite/Dürtüselliğin Belirgin Olduğu Tip: Kişi daha çok aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri gösterir, dikkat sorunları daha az ön plandadır.
  • Bileşik Tip: Hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivite/dürtüsellik belirtilerinin bir arada ve belirgin şekilde görüldüğü en yaygın tiptir.

DEHB Belirtileri Nelerdir?

DEHB belirtileri, genellikle 12 yaşından önce ortaya çıkar ve birden fazla ortamda (evde, okulda/işte, sosyal ortamlarda) gözlemlenmelidir.

A. Dikkatsizliğe İlişkin Belirtiler (En az 6 tanesi olmalı, 17 yaş ve üzeri bireylerde en az 5 tanesi):

  1. Detaylara Dikkat Etmeme veya Dikkatsiz Hatalar Yapma: Okul ödevlerinde, işte veya diğer aktivitelerde küçük detayları kaçırma, dikkatsizce hatalar yapma.
  2. Görevlere veya Oyunlara Dikkatini Sürdürmede Zorluk: Uzun süreli dikkat gerektiren aktivitelerde (ders çalışma, kitap okuma) odaklanmakta zorlanma.
  3. Direkt Konuşulduğunda Dinlemiyormuş Gibi Görünme: Konuşulanlara dikkatini verememe, "sanki başka bir yerdeymiş gibi" olma.
  4. Talimatları Takip Etme ve Görevleri Tamamlamada Zorluk: Okul veya ev işlerini bitirmekte zorlanma, verilen yönergeleri takip edememe (muhalif olmaktan ziyade dikkat sorunundan dolayı).
  5. Görevleri ve Aktiviteleri Organize Etmede Zorluk: Eşyalarını düzenlemekte, zamanı yönetmekte, işleri planlamakta güçlük çekme.
  6. Sürekli Zihinsel Çaba Gerektiren Görevlerden Kaçınma: Ders çalışma, rapor hazırlama gibi mental çaba gerektiren işlerden hoşlanmama veya bunlardan kaçınma.
  7. Gerekli Eşyaları Kaybetme: Okul malzemeleri, anahtarlar, cüzdan, telefon gibi günlük eşyaları sık sık kaybetme.
  8. Dikkatin Kolayca Dağılması: Alakasız dış uyaranlar (sesler, hareketler) veya iç düşüncelerle (hayallere dalma) kolayca dikkatinin dağılması.
  9. Günlük Aktivitelerde Unutkan Olma: Randevuları, ödemeleri, günlük işleri veya sorumlulukları unutma.

B. Hiperaktivite ve Dürtüselliğe İlişkin Belirtiler (En az 6 tanesi olmalı, 17 yaş ve üzeri bireylerde en az 5 tanesi):

Hiperaktivite Belirtileri:

  1. Sürekli Kıpır Kıpır Olma: Oturduğu yerde bile ellerini, ayaklarını sallama, kıvranma.
  2. Yerinde Duramama: Oturması beklenen durumlarda (sınıf, toplantı, yemek masası) oturmada güçlük çekme, sık sık kalkıp dolaşma veya koşma, tırmanma (özellikle çocuklarda).
  3. Gereksiz Yere Koşma/Tırmanma: Uygun olmayan durumlarda koşma veya tırmanma (ergen ve yetişkinlerde huzursuzluk hissi olarak görülebilir).
  4. Sessizce Oyun Oynayamama/Aktivite Yapamama: Sakin kalması gereken aktiviteleri yaparken bile gürültülü veya hareketli olma.
  5. "Motor Takılmış Gibi" Olma: Sürekli bir şeyler yapma ihtiyacı, aşırı derecede hareketli olma.
  6. Aşırı Konuşma: Durmaksızın ve çok fazla konuşma.

Dürtüsellik Belirtileri:

  1. Cevapları Ağızdan Kaçırma: Sorulan soru tamamlanmadan cevabı verme.
  2. Sırasını Beklemekte Zorlanma: Oyunlarda, sohbetlerde veya sıralarda beklemekte güçlük çekme.
  3. Başkalarının Sözünü Kesme/Araya Girme: Konuşanların sözünü bitirmeden araya girme veya başkalarının aktivitelerine müdahale etme.

DEHB'nin Çocuklarda ve Yetişkinlerde Görünümü

DEHB, çocukluk çağıyla sınırlı değildir ve yetişkinlikte de devam edebilir. Ancak belirtilerin ifade ediliş biçimi yaşla birlikte değişebilir:

  • Çocuklarda: Hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri genellikle daha belirgindir. Okulda odaklanma sorunları, sınıf içinde yerinde duramama, arkadaş ilişkilerinde sorunlar sık görülür.
  • Yetişkinlerde: Hiperaktivite genellikle daha içsel bir huzursuzluğa (yerinde duramama, sürekli kıpır kıpır olma yerine içsel gerginlik) dönüşebilir. Dürtüsellik, düşünmeden iş değiştirme, ilişki sorunları veya ani harcamalar şeklinde kendini gösterebilir. Dikkatsizlik ise iş hayatında organizasyonel sorunlara, ertelemeye, toplantıları unutmaya veya günlük görevleri tamamlamada zorluğa yol açabilir. Eşlik eden anksiyete ve depresyon da sık görülür.

DEHB'nin Nedenleri Nelerdir?

DEHB'nin tek bir nedeni yoktur; genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir:

  • Genetik Yatkınlık: Ailede DEHB öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir. DEHB'nin kalıtsal olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
  • Beyin Yapısı ve İşleyişi: Beynin dikkat, dürtü kontrolü ve hareketliliği düzenleyen bölgelerinde (özellikle prefrontal korteks ve ödül sistemi) farklılıklar veya nörokimyasal dengesizlikler (dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin işlev bozukluğu) olduğu düşünülmektedir.
  • Çevresel Faktörler: Hamilelik sırasında annenin sigara, alkol veya madde kullanması, erken doğum, düşük doğum ağırlığı veya kurşun gibi bazı çevresel toksinlere maruz kalma gibi faktörler riski artırabilir.
  • Erken Çocukluk Travmaları: Ciddi ihmal veya istismar gibi travmatik deneyimler de DEHB benzeri belirtilere yol açabilir veya var olan DEHB'yi kötüleştirebilir.

DEHB Tedavisi

DEHB, kronik bir durum olsa da, uygun tedavi ve yönetimle belirtiler kontrol altına alınabilir ve kişinin yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir. Tedavi genellikle çok yönlü bir yaklaşım gerektirir:

  1. İlaç Tedavisi: DEHB tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Genellikle beyindeki dopamin ve norepinefrin seviyelerini düzenleyen ilaçlar kullanılır.

    • Uyarıcı İlaçlar (Stimülanlar): Metilfenidat (Ritalin, Concerta) ve amfetamin türevleri gibi ilaçlar, paradoksal olarak beyin aktivitesini düzenleyerek dikkat ve odaklanmayı artırır, hiperaktiviteyi azaltır.
    • Uyarıcı Olmayan İlaçlar: Atomoksetin, guanfasin gibi ilaçlar, uyarıcı ilaçlara yanıt vermeyen veya yan etki yaşayan kişilerde kullanılabilir.
    • İlaç tedavisi mutlaka bir psikiyatrist (çocuk ve ergen psikiyatristi veya yetişkin psikiyatristi) kontrolünde ve düzenli takip altında yapılmalıdır.
  2. Psikososyal Tedaviler:

    • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Kişinin dikkatini yönetme, dürtüselliğini kontrol etme, organizasyon becerilerini geliştirme ve nüksleri önleme stratejilerini öğrenmesine yardımcı olur.
    • Ebeveyn Eğitimi ve Davranışçı Terapi: Özellikle çocuklarda, ebeveynlere çocuklarının DEHB belirtileriyle başa çıkma, davranışlarını yönetme ve olumlu pekiştirme stratejileri öğretilir.
    • Sosyal Beceri Eğitimi: DEHB olan çocuk ve yetişkinlerin sosyal ilişkilerde yaşadığı zorlukları aşmak için iletişim ve problem çözme becerilerini geliştirmeyi hedefler.
    • Psikoeğitim: Kişinin ve ailesinin DEHB hakkında kapsamlı bilgi edinmesi, hastalığı anlaması ve başa çıkma stratejilerini öğrenmesi.
  3. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri:

    • Düzenli Uyku: Yeterli ve düzenli uyku, DEHB belirtilerini yönetmede önemlidir.
    • Sağlıklı Beslenme: Dengeli ve düzenli beslenme.
    • Düzenli Egzersiz: Fiziksel aktivite, enerjiyi yönlendirmeye ve odaklanmayı artırmaya yardımcı olabilir.
    • Ekran Süresinin Sınırlandırılması: Aşırı televizyon, tablet veya bilgisayar kullanımı, dikkat dağınıklığını artırabilir.
    • Yapılandırılmış Ortam: Hem evde hem de okulda/iş yerinde düzenli ve yapılandırılmış bir ortam sağlamak, dikkat dağınıklığını azaltmaya yardımcı olur.

DEHB'li bireylerin, özellikle çocukluk döneminde doğru tanı ve tedaviye erişimi, akademik başarılarını, sosyal ilişkilerini ve genel yaşam kalitelerini büyük ölçüde etkiler. Eğer çocuğunuzda veya kendinizde yukarıdaki belirtileri gözlemliyorsanız, bir çocuk ve ergen psikiyatristine veya yetişkin psikiyatristine başvurmanız önemlidir.

Hemen ara Whatsapp ara